Bu makale, Türk şirketlerinin yurt dışına yönelik sermaye transferi ve kredi işlemlerini düzenleyen temel kambiyo mevzuatını analiz etmektedir. Çalışmada, 32 Sayılı Karar ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) genelgeleri çerçevesinde, sermaye ihracı, yurt dışındaki bağlı şirketlere kredi temini ve yurt dışından kredi kullanımına ilişkin usul ve esaslar incelenmektedir. Makale, mevzuatın “kontrollü serbestlik” prensibi üzerine inşa edildiğini vurgulamaktadır.

1. Giriş: Kambiyo Mevzuatının Stratejik Önemi
Uluslararası pazarlarda faaliyet gösteren veya küresel ölçekte büyümeyi hedefleyen Türk şirketleri için kambiyo mevzuatına hâkimiyet, yasal bir uyum gerekliliğinin ötesinde stratejik bir öneme sahiptir. Bu mevzuat, uluslararası operasyonların hızını ve esnekliğini belirleyen, doğru yönetildiğinde rekabet avantajı sağlayan kritik bir kaldıraçtır. İlgili düzenlemeler, şirketlerin yurt dışı yatırımlarının, finansman yapılarının ve nakit akışlarının yalnızca güvenliğini değil, aynı zamanda verimliliğini de doğrudan şekillendirir. Dolayısıyla, sermaye hareketlerine yön veren kuralları derinlemesine anlamak ve uygulamak, finansal riskleri en aza indirgerken uluslararası fırsatlardan etkin bir şekilde yararlanmanın temelini oluşturur. Bu analiz, söz konusu operasyonların bel kemiğini oluşturan temel yasal çerçeveyi ve pratik uygulamalarını ele almaktadır.
2. Temel Yasal Çerçeve: 32 Sayılı Karar’ın Rolü ve Kapsamı
Türkiye’nin sermaye hareketleri rejiminin ana omurgasını, “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar” oluşturur. Bu Karar, temel olarak Türk Lirası’nın değerini koruma misyonu üstlenir ve bu doğrultuda döviz, sermaye piyasası araçları, kıymetli madenler ve uluslararası sermaye akımlarına ilişkin genel prensipleri belirler.
Bu çerçevenin temel ilkeleri şu şekilde özetlenebilir:
* Amaç: Karar’ın 1. maddesinde açıkça belirtildiği üzere temel hedef, “Türk parasının kıymetini korumak” ve döviz ile sermaye hareketlerine ilişkin işlemleri düzenlemektir.
* Yaptırımlar: Bu Karar’a ve ilgili alt düzenlemelere aykırı hareket etmek, 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’a muhalefet anlamına gelir ve ciddi hukuki sonuçlar doğurur.
* Döviz Transfer Serbestliği: Karar’ın 4. maddesi uyarınca, Türkiye’de yerleşik kişilerin bankalar aracılığıyla yurt dışına döviz transferi yapması esasen serbesttir. Ancak bu serbestlik, devletin sermaye hareketlerini izleme ve denetleme yetkisinden feragat ettiği anlamına gelmez. Mevzuatın tamamı, “kontrollü serbestlik” ilkesi etrafında şekillenmiştir.
3. Yurt Dışına Sermaye Çıkışı: Yatırım ve Ticari Faaliyetler
Türkiye’de yerleşik kişi ve şirketlerin yurt dışında yatırım yapması, şirket kurması veya mevcut bir ortaklığa katılması, kambiyo mevzuatı çerçevesinde düzenlenir.
3.1. Genel Serbestlik İlkesi
32 Sayılı Karar’ın 13. maddesi, bu alandaki temel prensibi net bir şekilde ortaya koyar: Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışında şirket kurma, ortaklığa katılma veya şube açma amacıyla sermaye ihraç etmeleri serbesttir. Bu sermaye ihracı, niteliğine göre farklı kanallarla gerçekleştirilir:
* Nakdi Sermaye: Şirket kuruluşu veya ortaklık için gönderilecek nakdi sermayenin bankalar aracılığıyla transfer edilmesi zorunludur.
* Ayni Sermaye: Makine, teçhizat gibi mal niteliğindeki sermayenin ihracı ise Gümrük Mevzuatı hükümleri çerçevesinde yürütülür.
3.2. Bildirim Yükümlülükleri ve Süreçleri
Sermaye ihracındaki serbestlik, işlemlerin denetimsiz olduğu anlamına gelmez. Sistem, kritik bir bildirim yükümlülüğü üzerine kurulmuştur.
* Bildirimi Yapanlar: Bildirim yükümlülüğü, işleme aracılık eden nakdi sermaye için bankalara, ayni sermaye için ise gümrük idarelerine aittir.
* Bildirim Süresi ve Mercileri: İlgili kurumlar, işlemin gerçekleştirildiği tarihten itibaren 30 gün içinde Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığına bildirimde bulunmakla yükümlüdür. Bankalar ayrıca bu işlemleri TCMB’ye de raporlar.
* “Türkiye’den Sermaye İhracı Formu”: Bankalar, bu bildirim sürecini TCMB tarafından standartlaştırılan “Türkiye’den Sermaye İhracı Formu” aracılığıyla yürütür.
4. Yurt Dışındaki Bağlı Şirketlere Kredi Kullandırma
Türkiye’deki bir ana şirketin, yurt dışındaki iştiraklerine, grup şirketlerine veya ana şirketine finansman sağlaması, TCMB Sermaye Hareketleri Genelgesi’nin 48. maddesi uyarınca sıkı kurallara bağlanmıştır.
Kredi Kullandırma Koşulları:
* Taraflar: Kredi, yalnızca yurt dışındaki ortaklıklara (iştiraklere), ana şirkete veya aynı gruba dahil diğer şirketlere açılabilir.
* Transfer Yöntemi: Kredi tutarlarının bankalar aracılığıyla yurt dışına transferi zorunludur.
* Belge İbrazı: Transfer öncesinde, kredi veren şirketin aracı bankaya aşağıdaki belgeleri sunması gerekir:
1. İmzalanmış kredi sözleşmesi örneği.
2. Taraflar arasındaki bağlılık ilişkisini kanıtlayan resmi ticaret sicil kayıtları.
Önemli Kısıtlamalar:
* Yasaklanan Kredi Türü: Bu krediler, borçlu cari hesap veya rotatif kredi şeklinde kullandırılamaz. Bu kısıtlama, belirsiz vade ve miktara sahip bu tür kredi hatlarının, takibi zor bir sermaye transferi kanalı olarak kullanılmasını önlemeyi amaçlar.
5. Diğer Kritik Hususlar ve Raporlamalar
Sermaye hareketlerinde dikkat edilmesi gereken bazı spesifik eşikler ve esneklikler bulunmaktadır.
5.1. 50.000 ABD Doları Üzeri Transferlerin Bildirimi
32 Sayılı Karar’ın 4. maddesine göre, bankalar; ithalat, ihracat ve görünmeyen işlemler dışındaki nedenlerle yurt dışına yapılan 50.000 ABD Doları (veya eşdeğeri döviz) ve üzeri transferleri, 30 gün içinde ilgili mercilere bildirmekle yükümlüdür. Bu kural, kişisel transferler de dâhil geniş bir yelpazeyi kapsar.
5.2. İhracat Bedellerinin Sermayeye Mahsubu
TCMB İhracat Genelgesi’nin 21. maddesi, ihracatçılar için önemli bir operasyonel esneklik sunar. Bir ihracatçı, yurt dışındaki iştirakine olan ihracat alacağını, yurda getirme zorunluluğu olmaksızın doğrudan sermayeye mahsup edebilir. Bu işlem için;
* İşlemin, ihracat bedelinin yurda getirilmesi gereken süre içinde yapılması,
* Sermaye artırımına ilişkin ticaret sicil gazetesi veya yönetim kurulu kararı gibi belgelerin bankaya ibraz edilmesi,
* Mahsup sonrası kalan tutar varsa bu bakiyenin yurda getirilmesi gereklidir.
5.3. Kişisel Sermaye Hareketleri
32 Sayılı Karar’ın 14. maddesi uyarınca, gerçek kişilerin bankalar aracılığıyla kişisel amaçlı sermaye transferi (yurt dışından mülk alımı vb.) serbesttir. Ancak bu serbestlik, 50.000 ABD Doları eşiğini aşan işlemlerdeki bildirim yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
6. Sonuç ve Stratejik Değerlendirme
Türkiye’nin kambiyo rejimi, incelenen düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, “kontrollü serbestlik” ilkesine dayanmaktadır. Şirketlerin bu alandaki başarısı, üç temel unsura dayalı sağlam bir iç kontrol sistemi inşa etmelerine bağlıdır: belgelendirme, banka aracılığı ve bildirim.
Uluslararası finansal operasyonlar yürüten şirketler için ana stratejik tavsiye, bu üç ilkeyi kurumsal süreçlerinin merkezine yerleştirmektir. Her bir sermaye çıkışı, kredi işlemi veya transfer, doğru belgelerle desteklenmeli, yetkili bankalar kanalıyla yürütülmeli ve gerekli bildirimler zamanında yapılmalıdır. Bu yaklaşım, sadece yasal uyumu sağlamakla kalmaz, aynı zamanda küresel büyüme yolunda sorunsuz ve öngörülebilir bir finansal operasyon altyapısı kurar. Karmaşık veya yoruma açık durumlarda, idari yaptırım riskini en aza indirmek ve operasyonel sürekliliği güvence altına almak için kambiyo mevzuatı alanında uzman danışmanlara başvurulması en doğru stratejik adımdır.